
Özgür Yaşamın Tek Kilidi Özgür Önderliktir/ Axîn Mahîr Dicle
Değerli Yurtsever Genç Kadınlar!
2022 yılını geride bırakıp 2023 yılına girerken elbette genç kadınlar açısından değerlendirmemiz gereken birçok önemli konu var. Direniş dolu bir yıl olan 2022 yılının bizler açısından çok öğretici yanları vardır. Bunları geçen sayıda değerlendirmiştik. Bu yazımızda 2022’de ne oldudan ziyade 2023 yılında ne olacak ve bizler ne yapacağız üzerine olacaktır. Yani geçen yıldan çıkardığımız ders ve tecrübelerle yeni yılı daha büyük bir direniş yılı yapacak ve Önderliğimizin fiziki özgürlüğünün sağlanmasında öncünün öncüsü rolünü oynayacağız.
Bilmektesiniz ki 15 Şubat Uluslararası Komplosu’nun yıldönümüne girmek üzereyiz. Bu anlamıyla Önderliksiz geçen 25 yıl olacak. Bunun hem Kürt halkı, kadınları hem de gençleri açısından 25 yıllık bir tecrit süreci olduğunu belirtmek gerekir. Heval Fuat tecrit ile ilgili “Kendimizi bu toprağın, kültürün ve kimliğin insanı sayıyorsak, düşmanlarımızın reva gördükleri hayâsızca zulüm ve zorbalık bir yana, tek başına Önder Apo’nun İmralı’da tutulmasını bile alnımıza sürülmüş bir kara leke gibi değerlendirmek zorundayız. Bu leke silinmedikçe, yani mücadelemiz Önder Apo’yu özgürleştirmedikçe, insanlığın karşısına çıkacak yüzümüz olamaz. Mevcut insanlığın içine girmekten söz etmiyorum; gerçek anlamda bir insanlık olsaydı, zaten Önderliğimiz bu koşullarda tutulmazdı. Burada sözünü ettiğim insanlık şehitlerimizdir, insanlığın tüm özgürlük ve demokrasi şehitleridir. Bu şehitler ordusunun gözleri hepimizin üzerindedir. “Onlar öldüler, onun için bize bakamazlar” diyemeyiz. Hayır, onlar yaşayanlardan katbekat daha diridirler, onlar yaşamın en diri güçleridir. (…) Önder Apo sizler ve insanlık için yaşıyor. O yaptığı her işi sizler ve insanlık için yaptı. Siz farkında olmasanız bile, O hep sizi ve geleceğinizi düşündü; çocuklarınızın geleceğini düşündü, Kürt çocuklarının özgürce doğabileceği günleri düşündü; insanlığın geleceğini düşündü. İsteseydi O da bir aile babası olabilir, sistem içinde yükselebilir, gemisini kurtaran kaptan misali kendi bireysel yaşamını mükemmelce örgütleyebilirdi. Ancak O sizleri ve tüm insanlığı düşündüğü için, önündeki tüm yollar açık olduğu halde, bunu onursuzluk saydı.” demektedir. Evet bu sözler tecridi nasıl ele almamız ve nasıl yaklaşmamız gerektiğini açıkça vurguluyor. Bu anlamıyla alnımızdaki kara lekeyi silip atmak bizler için zorunludur, şarttır.
Kadın düşmanı soykırımcı- faşist AKP-MHP iktidarı bütün insanlık dışı politikalarına hız kesmeden devam etmektedir. Kadın düşmanı faşist TC bu anlamıyla gelişen kadın özgürlük mücadelemize saldırarak erkek egemen zihniyetini kalıcı kılmaya çalışmaktadır. 9 Ocak Paris katliamının ardından mücadelemizin öncü kadın komutanlarına dönük geliştirilen suikast girişimleri bunun somut kanıtı olmaktadır. Şehit Sara, Ronahî, Rojbîn yoldaşlardan, Sevê, Pakîze, Fatma yoldaşlara, Lêyla Agirî yoldaştan Nagihan Akarsel ve Evîn Goyî yoldaşa kadar geliştirilen bu alçakça saldırılar kadın özgürlük mücadelemizden ne kadar korktuklarını da göstermektedir. Bizi bununla bitireceğini, geri adım atacağımızı düşünen faşist düşman elbette yanıldığını çok iyi bilmelidir. Yaşanan her kadın katliamının hesabını misliyle ödeyecektir. Bu temelde özgürlük mücadelemizin temelini atan Sara yoldaş şahsında kendini bu mücadeleye katıksız bir şekilde adayan bütün kadın şehitlerimiz karşısında büyük saygı, sevgi ve minnetle eğildiğimizi ve onların ideallerini yerine getireceğimizin sözünü yineliyoruz.
Değerli Yurtsever Genç kadınlar!
Faşist TC devleti özgürlük hareketimize karşı en çirkin saldırıları gerçekleştirirken, Kurdistan şehirlerinde ve Türkiye metropollerinde de gençlere ve genç kadınlara yönelik ciddi saldırılar gerçekleştirmektedir. Bunu çok ince, bazen de çok kaba yöntemlerle gerçekleştirmektedir. Özel savaş politikalarına birçok kez değiniyoruz. Uyuşturucu, fuhuş, ajanlaştırma faaliyetlerine değiniyoruz fakat bunlar genel hatlarıyla bildiğimiz, duyduğumuz yöntemler. Elbette bunların çok ötesi de var. Bu anlamıyla genç kadınların bu konuda daha uyanık ve bilinçli yaklaşması kaçınılmazdır. Sanal medya platformları üzerinden çok yoğun ideolojik bombardımanlar geliştirilmektedir. Çok ciddi bireycilik, maddiyat ve konformizm dayatmaları vardır. Kürt kültürü üzerinden geliştirilmeye çalışılan bir soykırım ve yozlaştırma gerçekliği vardır. Genç kadınlar olarak bunların farkına varmak, buna karşı mücadele yol ve yöntemleri arayışına girmek gerekmektedir.
Yine ülkeden kaçış ve geleceği kendi topraklarından ve özünden uzakta, batı ülkelerinde arayan bir gençlik kuşağı oluşturulmaya çalışılmaktadır. Halbuki yanıbaşımızda, dağlarımızda tarihe adını altın harflerle yazdıran bir gerilla mücadelesi vardır. Werxelê savaş tünellerinden, Girê Cudî,Şehît Savaş, Girê Hekarî’ye ye kadar gerilla düşman ordusuna kök söktürmeye devam etmektedir. Peki bütün bunları görmezden gelebilir miyiz? İnanıyoruz ki vicdanını ve onurunu yitirmemiş her Kürt genci ve genç kadını elbette bunları görmezden gelmemektedir. Gücümüzün faşizmi alt edebileceğini, sendroma sokabileceğini Yja-Star gerillaları öncülüğünde gelişen direnişte gördük. O zaman genç kadınlar olarak arkamızda böylesi güçlü bir orduya sahipsek biz neden harekete geçmeyelim?
Değerli Yurtsever Genç Kadınlar!
Yukarıda belli yönleriyle bazı hususlara değindik. 2023 yılı hepimiz açısından çok büyük bir mücadele yılı olacaktır. Bu mücadele yılında zaferi sağlamak bizlerin tek iddiası ve amacı olmalıdır. Peki bunu sağlamak için yeni mücadele yılında nasıl bir katılım sağlamalı? Elbette genç kadınlar olarak erkek egemen zihniyete karşı etkili bir direniş göstermek için her anlamıyla örgütlülüğümüzü büyütmek gerekiyor. Bunun farkında olan her genç kadın etrafındaki arkadaşlarını, ailesini, çevresini, mahallesini yani ulaşabildiği her yerde bilinçlendirme faaliyetleri yürütüp örgütsel güç haline getirme sorumluluğuna sahiptir. Faşizmin, erkek egemen zihniyetin bizi hapsetmeye çalıştığı prangalardan ancak bu şekilde kurtulabiliriz.
Özellikle üniversiteli ve liseli genç kadınlar bu anlamda daha fazla olanağa sahiptir. Arayışlar daha yoğun ve sistem gerçekliğini daha duru bir şekilde gördüğümüz zamanlardır. Haksızlığı, adaletsizliği kabul etmediğimiz, bizi kölece yaşama sürüklemek isteyen bütün zihniyet ve kalıplardan uzaklaşmak istediğimiz süreçlerdir. Fakat bunu daha doğru bir zemine oturtmak ve arayışlarımıza rota tutturmak gerekmektedir. Böylesi alanlarda devrimcilik iddiası daha çok gelişir, toplum ve halk gerçekliğine çözüm olma arayışları içerisine girilir. Fakat bu bireyle sınırlı kalmamalıdır, örgütlü bir güç haline dönüşmelidir. Örneğin bir üniversitede bir genç kadın onlarca faşist güruhun saldırısına uğruyorsa ve bu faşistler elini kolunu rahatça sallayarak geziyorsa bunun hesabını soracak bir güç olmalıdır. Zaten kadın düşmanı suçişleri bakanı Soysuz ve onun yargısının da kolluk kuvvetlerinin de bu gibi tipleri beslediğini biliyoruz. Bu anlamıyla yapılan her saldırıyı kendimize yapılmış gibi ele alarak ortak bir mücadele zemininde buluşmalıyız. Bu tarz saldırılara karşı güçlü refleksler açığa çıktığı müddetçe direnişi her alana yayabiliriz.
Değerli Yurtsever Genç Kadınlar!
Bu anlamıyla genç kadınlar olarak güçlü bir direniş geleneğinden geliyoruz. Şehit Saralardan Evin Goyîlere mücadele tarihimizde büyük kahramanlıkların sahibi, dünya kadınlarına önderlik etmiş büyük öncü komutanların ardıllarıyız. Mücadeleye de bu bilinç ve inançla sarılmak bizler açısından çok önemli. Zindanlarda Esat Oktayların zulmüne ah bile dememiş Saralardan aldığımız güçle faşizmin karşısında durmamız gerekmektedir. Tekrardan belirtmeliyiz ki mücadelemizin en sancılı ve en görkemli süreçlerini yaşıyoruz. Fedai kahramanlarımız her şeyden ödün vererek bir an bile tereddüt etmeden düşman ordusunun üstüne üstüne yürüyor. O zaman bu direnişe bir borç olarak mücadele zeminleri yaratmalı, mücadeleyi geliştirmeli ve kahraman şehitlerimize layık bir direnişin sahibi olmalıyız.
Bu temelde yaklaşmakta olan 15 Şubat Uluslararası Komplosu’na karşı “Güneşimizi Karartamazsınız” direnişçileri ruhuyla 2023 yılında da Önderliğimiz etrafında ateşten bir çember misali durarak bizi Önderliğimizden, yaşam hakikatimizden koparmaya çalışan erkek egemen faşist devletten hesap sormalıyız. Bütün direnen genç kadınların direnişe bu temelde sarılacağı ve öncülük rolünü oynayacağına olan inancımızla!